Balkanlar Kafkaslar ve Orta Doğu gibi dünyanın en hareketli ve en sıcak bölgelerinin merkezinde bulunan Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamı en iyi şekilde analiz etmesi doğru kararlar vermesi ve bunları kararlılıkla uygulaması gerekmektedir.
11 Eylül saldırısının ardından başta ABD olmak üzere bütün devletler teröre karşı olduklarına dair beyanatlarda bulunmuşlar ve terör listelerini de genişletmişlerdir. Ancak ABD'nin ortaya attığı ve adına da "önleyici darbe" dediği terörle mücadeleyi terörün kaynağında başlatma teröristlerin ve teröre destek veren ülkelerin bulundukları ülkelerde veya coğrafyada durdurulması kararı tüm dünyada farklı bir etki yaratmıştır. Bu gelişmenin ardından Rusya'da kendi ulusal güvenlik doktrinini açıklamıştır. ABD gibi rusya'da tehdit merkezine terörü almıştır ve ortaya koyduğu "yakın çevre" politikasıyla terör merkezli olarak etki alanını arttırmaya ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasından önceki durumu tekrar yaratmaya çalışmaktadır.
Bu durum başta Türkiye'yi etkilemektedir. Çünkü Rusya'nın yakın çevre tanımlaması başta Türk Cumhuriyetleri'ni ve Türkiye'nin aynı coğrafyayı paylaştığı Karadeniz'e kıyıdaş ülkeleri kapsamaktadır. Bu durum gelecekte başta Boğazlar meselesi olmak üzere bir çok eski soruna yenileri de eklenmiş olarak karşımıza çıkması anlamına gelmektedir. Bu nedenle Karadeniz'e kıyıdaş ülkeler detaylı bir şekilde incelenmeli ve Türkiye'nin yöneliminin ne olması gerektiği belirlenerek uzun vadeli politikalar yürütülmelidir.