Zaman içinde insanlar kırsal bölgelerden şehirlere ve özellikle sanayinin geliştiği şehirlere doğru göç etmeye başladılar. Göç etme olgusu insanoğlu için yeni bir kavram değildi. Ancak böylesine toplu ve büyük bir göç hem de çoğunlukla gönüllü bir şekilde çok az görünen bir olaydı. Sanayi devrimiyle başlayan ve neredeyse bütün dünyayı etkisi altına alan bu yeni durum kırsal bölgelerin hızlı bir şekilde terk edilmesine yol açtı. Bu gelişme bir süre sonra yeni bir dengesizliğin ortaya çıkmasına sebep oldu. Kırsal bölgelerde nüfusun azalması bu yörelerdeki insanlar üzerinde oluşan geçim kaygısı ve şehir hayatının getirdiği olumsuzluklar devletlerin bu konuya ilgi göstermesini zorunlu hale getirdi. Kalkınmanın ekonomik gelişmenin ötesinde bir durumu ifade ettiğinin farkına varılmasıyla yeni önlemler alınmaya başlandı. İnsanlar büyük ölçüde görünmez bir bağla ilişkili oldukları kırsal yörelere ilgi duymaya başladı. Böylece kırsal bölgeler için yeni bir canlanma imkânı doğdu. Bu canlanmayı sağlayan faaliyet kırsal turizm olarak tanımlanmaya başladı. Bu çalışma kırsal turizmin yeniden canlanma için bir fırsat olarak görüldüğü Kemaliye ilçesinde görev yaptığım yıllarda ortaya çıkan fikrin bir ürünüdür. İlçede bulunan Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptığım yaklaşık iki buçuk yıllık dönemde gözlemlerim ve tecrübelerim ışığında şekillenen bu çalışma en nihayetinde bir kitap olarak hazırlandı. Bu kitap kırsal turizm konusunu pazarlama ekseninde ele alan bir çalışmadır.