Tıbbın insan bedeni üzerine müdahalesi 19. yüzyıldan itibaren anestezinin gelişmesi ile birlikte ciddi anlamda artmıştır. Bu süreç bizi en basit cerrahi işlemlerden organ nakillerine oradan da yüz ve uzuv nakillerine kadar ulaştırmıştır. Günümüzde en eski cerrahi işlemlerden olan sünnet operasyonlarının yanı sıra tıbbi endikasyon olmaksızın yapılan birçok müdahale de tıbbın rutin uygulama alanları arasına girmiştir. Sünnet gibi inanç boyutu taşıyan operasyonlardan cinsiyet değiştirme ameliyatlarına ve sadece daha güzel görünmeyi amaçlayan estetik müdahalelere kadar geniş bir sahaya yayılan müdahale grubu ise birçok açıdan tartışmalı alanları oluşturmaktadır. Değişen beden algısı genç ve güzel görünmeyi hayatın tüm evrelerine yayma eğilimi; tıbbı bu anlamda kullanma sonucunu doğurmakta ve tıp bu durumu tartışmadan yerine getirmektedir. Bedenimiz üzerinde tasarruf hakkına sahip miyiz? Onu istediğimiz şekle sokmak bizim özgürlük alanımız mıdır? Tıbben gerekli olmayan durumlarda bu tür müdahaleleri yapmak hekimlik görevlerinden midir? Bu ve benzeri soruları içeren konular tıbbi dini hukuki ve etik yönleri ile Bedene Yapılan Müdahaleler kitabında disiplinler arası bir yaklaşımla ve eleştirel bakış açısıyla ele alınmıştır.