Zeynep Güneş... Kozasından sıyrılıp bir kelebek olmak için çıktığı yolda hiç bilmediği bir rüzgâra kapılıp bambaşka diyarlara
savrulacağından habersizdi.
Yepyeni bir hayata adım atarken tek başına yürüyeceğini
zannetse de hesaba katmadığı şey kelebek etkisiydi
çünkü bu hayatta hiçbir rastlantı sebepsiz değildi.
Zeynep çıktığı bu yolda aynı sokaktan geçme ihtimali bile
olmayan insanları rengârenk düğümlerle birbirlerine
bağlayacak; her geçen gün dostluğu aile olmayı ve
hayal kurmayı öğrenecekti.
Bir de aşkı...
Başkalarının masalında figüran olmak yerine kendi masalını yaşayacaktı.
Bir gün oradan kovulduğunda da masalların her zaman mutlu sonla bitmeyeceğini düşünecekti.
Oysaki hâlâ bilmediği bir şey vardı: Masallar mutlu sonla biterdi ama sonsuzluk her şeyin bittiğini sandığımız yerde başlardı.
"O gün orada karşılaşmasaydık bile sen yine bana gelecektin
ve ben senin mavilerini gördüğüm ilk an yine sana âşık olacaktım...
Yetecekti Zeynep. Tek bir an yetecekti bize
çünkü seni sevmek benim kaderim.
Ben sana âşık olmak için gelmişim bu hayata."