Milliyetçiliğin doğuşundan itibaren din ile yoğun bir etkileşimi bulunmaktadır. Bazı toplumlarda dinin milliyetçilik üzerindeki etkisi olumsuz yönde olmuşken bazı toplumlar da ise din ve milliyetçilik birbirlerini beslemişlerdir. Çalışmanın konusu milliyetçiliğin doğuşundan günümüze kadar geldiği süreçte din ile olan etkileşimini Kürtler açısından incelemektir. Ernest Gellner'in de vurguladığı gibi ulusal kimliğin oluşmasında bazı ülkelerde olumsuz rol oynamasına karşın - örneğin Kürtlerde - İslamiyet genellikle kimlik oluşmasında olumlu bir işlevi yerine getirmiştir. Bu minvalde Prof. William F. Tucker de şeyhlerin Kürt milliyetçiliği ve Kürt hareketlerinde çok mühim bir rol oynadıklarını vurgulamış Kürtler için milliyetçilik ve dinin başlangıçtan beri iç içe olduğunu vurgulamıştır.
Kürt tarihinde karşımıza çıkan en önemli sonuç ise tarikat şeyhlerinin milli ve dini hassasiyetleri bir arada bulunduran toplumsal liderlikleridir.
Bu şeyhler dini önderler olduğu gibi Kürtler için aynı zamanda milli
önderlerdir.
Sonuç olarak Kürt tarihinden medreseleri tarikatları şeyhleri mollaları
ve fakihleri (feqi) çıkardığımız vakit ortada sosyolojik milli tarihi edebi
ve kültürel anlamda birkaç istisna dışında gözle görülür bir miras kalmayacaktır. Kürt tarih ve kültürünün ana damarı başta Nakşibendilik
olmak üzere bu değerler üzerinden hayat bulmuştur.