Yüksek teknolojiye dayanan global bir kapitalizmin egemen olduğu ve çöken örneklerinin ardından sosyalizmin bir döneminin de geride kaldığı günümüzde Marx'a ve Marksizme nasıl yaklaşmak gerekir? Üretimde robotların insanların yerini aldığı dijital ağ sistemlerinin sadece iletişimi değil tüm bir yaşam tarzını değiştirmekte olduğu bioteknoloji ve genetikte gerçekleştirilen atılımlara insanlığın yeryüzü serüveninin yakın gelecekte hayal edilemeyecek noktalara gelebileceği koşullarda Marksizmi nasıl yorumlamak sınıf mücadelesini nasıl kavramak gerekir?
Marksizmin 'artık öldüğü'ne ilişkin o basit iddiaya hemen aynı basitlikle 'ölmedi dimdik ayakta' diye yanıt vermenin yetersizliğinin farkında olanlar var tabii. Kanada'da University of Western Ontario'da profesör olan Nick Dyer-Witheford de bunlardan biri ve bugünün dünyasında Marx'ı ve Marksizmi yeniden anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyor.
Antonio Negri Michael Hardt Paolo Virno gibi İtalyan otonomcu Marksistlerle birlikte post-Fordist dönemde global kapitalizmin ve emeğin sorunlarını tartışan Nick Dyer-Witheford dünya pazarının genişlemesi ve 'öteki küreselleşme' dediği şeye gitgide bağlanan muhalefet hareketleri üzerinde yoğunlaşıyor. Ve en önemlisi de şu soruya yanıt arıyor: Bütün bu olanaklar ve yüksek teknoloji daha iyi bir geleceğin inşa edilmesi için nasıl kullanılabilir? Marx'ın bir gün gelecek sermaye 'toplumsal ve bilimsel bilgi' aracılığıyla 'genel akıl' ile egemen olacak dediğini hatırlatan Nick Dyer-Witheford sınıfsız toplum için mücadele eden emeğin bu silahı kendi ellerine almasının yollarını tartışıyor.