Dostun dosta verdiği sükûnet ve güven olmasa hayat yaşamaya değer mi? Kendi kendine konuşurcasına sohbet edebildiğin bir arkadaştan daha büyük bir mutluluk bulunur mu?
Felsefe tarihinin önde gelen filozoflarından Cicero tıpkı Platon'un diyalogları gibi yapılandırdığı Dostluk Üzerine'sinde hayatın içinden bir meseleyi irdeliyor ve yüzyıllar boyunca insanı hem bireysel hem de kamusal anlamda meşgul etmiş ve etmeye devam edecek birtakım sorular soruyor: "Dost kime denir?" "Kimler dostluğa layıktır?" ve "Dostluğun faydaları nelerdir?" Anlamın zedelendiği ve yerinden edildiği günümüzde kıymeti daha da artan bu sorulara belki de hepimize "Evet tam da böyle!" dedirtecek yalınlıkta cevaplar veriyor: "Hakikaten de dostunun yüzüne bakan kişi o an sanki kendi aksini görür. Böylece eksikler tamamlanır fakirler zenginleşir zayıflar güçlenir..."