Eylül göğünün maviliğinde sevdim seni...
Bir baba gibi ev geçindiriyordu anne gibi evin her işine bakıyordu bir çocuk gibi okula gidiyordu.
Neden hepsi aynı anda?
Çünkü ona sunulan hayat buydu.
Annesiz babasız bırakılıp her şeyi onun üstleneceği bir hayat.
Vücudu yorgundu hayata sarılmaktan.
Yine de âşıktı hayatın en büyük nimeti bu değil miydi?
Ölüm ayırana kadar birlikte...
Onun boynuna sımsıkı sarılıyorum. Askerde bir ay boyunca geçirdiği günleri anlatıyor. Onu beklerken günlerin ne kadar zor geçtiğinden yakınıyorum. İkimizin de gözleri ışıl ışıl. Birleşmiş olmanın verdiği sevinç mutluluk coşku var üzerimizde. Karınlarımızı doyurduktan sonra yürüyüş yapıyoruz. Başımı onun vücuduna yaslayıp kolumu beline doluyorum. Sarı saçlarım hafif esen sonbahar rüzgârıyla dalgalanıp onun göğsüne çarpıyor. Uçuşan saçlarımı okşuyor.