'Hepimiz Osmanlı Toprak düzeni'nin esiriyiz. Mevcut yapının "ilahi düzen" olarak kabul edildiği en ufak bir toplumsal kıpırtıdan tedirginlik duyulduğu bir mirasın devamıyız... Osmanlı Toprak Düzeni anti-sermaye birikimi bir öze sahipti. Sermaye birikimi mevcut düzene karşı en büyük tehdit sayılmıştı. Feodal bir yapıdan da bu noktada ayrılıyordu. Feodaliteden gelen toplumlar sermaye birikimini yaptı sanayileşme hamlesine girişti burjuvazı ve onun doğal karşıtı proleterya oluştu. Bu gelişme toplumsal ilerlemenin motorunu ateşledi. Toplumsal çelişki o ülkelerin yerinde saymasını önledi. Biz ise geri kaldık. Sadece toplumsal resim olarak değil düşünce olarak da... Yeryüzündeki değişim liberalizmi ile sosyalizmi doğurdu... Türkiye Cumhuriyeti'nde ne sermaye vardı ne de bir proleterya sınıfı... Biz köylü esnaf ve bürokrat üçlüsü arasında kaldık... Toplumsal düşünce sefaletimizin nedeni budur... Liberalizm hiç yeşermedi marksizm de anlaşılmadı... Evrensel düşünce ikliminin yerini "Türklük ve Müslümanlık" aldı... Olaylara liberalizm ya da sosyalizm açısından değil müslümanlık ya da Türk Türklük açısından bakar olduk...