Sarı yeşil kızılımsı kelebekler. Yelin şapkalarını yeldeğirmenlerini eteklerini kiminin şemsiyelerini savurmaması için devinerek koşuşturan insanlar görüyorsunuz. Kalbiniz çırpınıyor. Bir kan bir ateş dalgası.
Yanıldığınızı anlıyorsunuz. Soğuk rüzgarlar esiyor. Hava iyice kapanmış. İlk yağmur damlaları camlara oradan tüm soğukluğuyla içinize sıçrıyor. Artık zamanı bir kavram gibi değil maddesel bir varlık olarak kaskatı yumulmuş -yürümeyi unutmuş çirkin hayvan- buluyorsunuz.
Bu yağmurda gelir mi?
Ancak ölü kelebekler uçuşur yelle birlikte.