Şarkısını yitiren dikenlerle bezenen dünyada bir muştudur şiir. Çorak gönüllere ekilen en güzel duyguların tohumu taş plakta ya da radyoda çalan eski bir mahur beste çözülemeyen kördüğüm nakış nakış işlenen gizli bir sevda bülbülün güle duyduğu hasret tren istasyonlarında edilen veda en karanlık gecede hüznün kıyısında yalnızlığa yoldaş olan hatıra meftun bir yüreğin seher vakti ettiği dua mutlu sonla biten bir masal ya da yarım kalan bir hikâyedir şiir...
Kuşatılmış Yalnızlık'ta bir şairin nisan yağmuru sonrası yüreğinden dökülen incileri içine akıttığı gözyaşlarını elbise niyetine giydiği hüznü çocuk kalbindeki kanadı kırık kuşun uçuşunu yıldızlar kayarken tuttuğu dileği anılar bahçesinde yalınayak yürüyüşünü çocukluğunun bayram sabahlarında ağız dolusu gülüşünü sabâ rüzgârına fısıldadığı doludizgin sevdaları babasının paltosuna gizlediği gönül yarasını 'annesine kurduğu o güzide saatlerin hüzünlü dönüşünü' ve titrek bir kış güneşine ilmek ilmek dokuduğu yalnızlığı bulacaksınız...
Yeryüzündeki tüm masum duyguların içinde yer aldığı bir heybedir şairin hülyası. Ve Sevgili Okuyucu gün batarken görülen bir hülyanın içinde kaybolmanın tam vaktidir şimdi.
Canan AKTAŞ