O gün babam herkesin ortasında gömleğinin düğmelerini kopardı. Sonra fanilasını yırtıp attı. "Biz de emir kuluyuz ağbi!" diyen lacivert giyimli adamların yüzlerine ağzından köpükler saça saça "Başlarım emrinize de kulunuza da ocağıma incir ağacı diktiniz!" diye bağırdı.
Ben kenarda olan biteni izlerken canhıraş haykırışlar ve alçalıp yükselen sesler arasında kaldım. Komşular ve havlayan köpekler uçan kuşlar ve gıt gıt gıdaklar arasında... Nasıl bir ağaç bu incir diye düşünürken siren sesleri ve polislerin ortasında ambulanstan çıkan doktorları gördüm sonra.
Birileri ellerinde telsizlerle beklerken ben annem nerede diye ağlarken babam kendini yaktı. Yarım bidon benzin birkaç adet kibritle ortalık alev aldı.
Apartman Kâmil sade sade olduğu kadar çarpıcı anlatımı ile sokağı ve insanı merkeze alıyor okurlarının hayal dünyasına eşlik eden karakterleri ve çok yönlü bakış açısıyla bir ilk kitap olmanın ötesine geçiyor. Yeni nesil öykücülerimizden Fatih Parlak umuyoruz ki adından sıkça söz ettirecek.