Edebiyat Cumhuriyeti ya da latincesiyle Respublica litteraria. Dünyada ilk kez Türkçe olarak yayımlanan bu kitabında College de France'ın ünlü hocası Marc Fumaroli Batı'daki temel düşünce kategorilerinin oluşumunu bilginin toplum içindeki dolaşım kanallarına bakarak inceliyor. Bu ikisi arasındaki ilişkileri etkileşimleri mercek altına alıyor. "Edebiyat cumhuriyeti" terimi Augustinus'la başlayan Rönesans döneminde İtalya'da Petrarca'yla Boccacio'yla gelişen ve nihayetinde XVIII. yüzyılda Batı düşüncesine tamamıyla yerleşen bir kavramsal oluşumu ifade ediyor. Fumaroli Ortaçağ sonundan (13. yüzyıl) Rönesans'a (14.-16. yüzyıllar) aktarılan bu mirasın izini Voltaire'e kadar sürmekle kalmıyor edebiyat cumhuriyetinin temel bileşeni olan akademinin (academia) Platon'dan gelen Şölen geleneği ile muhabbeti sohbet ile topluluk içi söyleşiyi (conversatio) birleştirdiğini eşitler arası bilgi alışverişini yaygınlaştırdığını öne sürüyor. Akademilerin "akademizmler"den önce özgürlükçü kurumlar olduğunu kanıtlayan bu kitapta "alim"ler ile soylulara özgü "boş zaman" etkinlikleri olan "söyleşi" "mektup" "dostluk" vb. gibi gündelik kategoriler bilgilerin ilerleyişiyle bağlantılandırılıyor. Fumaroli'nin Edebiyat Cumhuriyeti Batı edebiyatına methiyeymiş gibi görünse de hatta bu tür bir bakışın izlerini taşısa da aslında tarihi ayrıntılıca ele alarak "Batı'nın içindeki manevi özgüllüğün" kaynağını belirlemeye yönelik kapsamlı bir çözüleme sunuyor. Eleştirel okumayı öne çıkaran ama eleştirel okumaya da açık bir kitap Edebiyat Cumhuriyeti.