Altın bir yol hikayesidir. Esas kahramanımız Musya adındaki genç kız gibi görünmesine rağmen; roman hayatın en zor koşullarında yurduna ve sosyalizme bağlılıklarını gösteren Sovyet emekçilerini anlatır.
Nazi tanklarının küçük bir Rus kasabasına girdiği saatlerde tahliye edilmiş devlet bankasının yerel şubesine on yedi kilogram altın ve değerli taş içeren bir çanta getirilir. O esnada çoktan tahliye edilmiş olan banka şubesinde yalnızca iki çalışan kalmıştır: yaşlı bir kasiyer ve genç bir daktilo kız. Bu sıradan ancak örnek Sovyet yurttaşları neredeyse imkansız olana karar verirler: Altını işgal altındaki topraklardan çıkarıp görevlilere teslim etmek. Böylece aylarca süren içinde Naziler SS'ler tutsaklık kahramanlar partizanlar hainler cesurlar korkaklar ve masum bir aşk barındıran yüzlerce kilometrelik yol hikayemiz başlar.
Altın Boris Poleoy'un diğer birçok romanı gibi yaşanmış bir olayı anlatmaktadır. Musya'nın ve arkadaşlarının savaşın en zor ve karanlık günlerindeki bu inanılmaz hikayesi duyulduğunda çok ilgi çekmiş ve o karanlık günlerde birçok insana umut veren bir sembol haline gelmiştir. Boris Polevoy da bir diğer ünlü Sovyet yazarı Fadeyev'in önerisiyle bu hikayeyi romanlaştırmıştır.