Gerçekten özgür müyüz? Özgür bir iradeyle mi eyliyoruz? Modern dünya oluşurken özgürlük tecrübesi nasıl bir dönüşüm geçirdi?
Salt yapıp etmeden çok daha geniş bir alana ait olan özgürlük gibi karmaşık bir soruna yaklaşmanın muhakkak birçok yolu vardır. Mevcut çalışma olabildiğince bu sorunu felsefesinin merkezine yerleştirmiş filozoflara yönelerek felsefe tarihinde Platon'dan Sartre'a ortaya konmuş başat özgürlük tasavvurlarını eleştirel bir diyalogla incelemeye tabi tutuyor.
Özgürlük açıktır ki insanın varoluşu için en önemli meselelerden biridir. Felsefe tarihinde insan olmanın anlamı ve amacının tüm yönleriyle zorlayıcı ve köklü bir problem haline geldiği her felsefi moment bize özgürlük fenomeni hakkında sahici karineler sunar. Bu bakımdan Kant Fichte ve Kierkegaard oldukça önemli bir tecrübeyi temsil etmektedir; elbette modernitenin şafağında Bruno ve Descartes geç modern dünyada ise Sartre ile birlikte. Bu soruna yaklaşmanın bir temel yolu da kısmen Hegel kısmen de Heidegger'den hareketle özgürlüğü uzay-mekan tasavvuru üzerinden okumaya çalışmaktır.
Özgürlüğün Anlamı özgürlük fenomenini tüm bu karineler üzerinden tartışmaya açıyor.