"Türkiye tüm toplumsal zafiyetlere 'demokrasi'nin panzehir olduğunu içine sindirmek istemiyor. Egemen 'militer' anlayış demokrasinin kendi iktidarını da kenara iteceğini bildiğinden sürekli 'toplumsal korkular' üretiyor. Bu kendisinin hukuk dışı dokunulmazlığını perçinliyor. Eskiden 'komünizm' bizi korkutmak için kullanılan umacıydı. Şimdi 'dincilik' ve 'Kürtçülük' moda."
Ertelenmiş Hayatları Geri Verin belleği zayıf toplumuza 'yakın geçmişi' hatırlatıyor. Dünyadaki gelişmelere kayıtsız kalışımız gelişen bilgi teknolojisinin izlememekte gösterdiğimiz olağanüstü beceri sonunda bize pahalıya mal olmuştur. Dengesini yitirmiş gelir dağılımı 'derin' bürokrasinin elinde kıvranan yurttaş ve arayı hızla açan Avrupa... Sorunlarımızın çözümünü kendi içimizde arayacaktık elbette ama öncelikle şuna karar vermemiz gerekiyordu: Böyle bir çözüm arayışına var mıydık? Mehmet Altan sıcak 1993 yılını satırlarında bütün canlılığıyla ortaya koyuyor. Yaşadıklarından ders almak isteyenler ve ülke sorunlarına yeni yöntemlerle çözüm arayanlar için bu kitap bir hatırlatma. Yeter ki hayatlar ertelenmesin.