Ben köy çocuğuyum hem de en safından "Kötülük bilinmez öğrenilir." derler ya.. Bilmemek öğrenmemek için direnenlerden... Çocuklukta başladı benim hayatın yok tarafıyla tanışıklığım. Her şeyi var hiçbir şeyi yok olanlardandım...
İlk şiirimi ilkokul dördüncü sınıfta 23 Nisan günü için yazdım ve öğretmenimden dayak yedim ben yazdım diyemediğim için... Lise yıllarında şiire çok daha fazla yöneldim fakat benim bu yeteneğimi hiçbir hocam fark edemedi. Hatta duvar gazetesi çıkartmak için çok uğraştım okulda. Edebiyat hocam "Ne uğraşıyorsun gazeteci mi olacaksın?'' dedi. Alay etti benimle. "Evet hocam gazeteci olacağım" dedim..
Lise bittiği yıl bir edebiyat fakültesini kazanmam ve bunun benden gizlenmesi babamın hastalığı ve ölümü evlenmem anne olmam...
Yıllar yılları kovaladı ama içimdeki şiir aşkı gittikçe alevlendi sustukça kalemle defterle dertleşir oldum. Yaşadığımız şehrin sosyal kültürel yapısı ben şairim dedirtmiyordu... En sonunda gittiğim Kur'an kursu adına naat yarışmasına girdim ve birinci oldum ve dört yıl üst üste birincilik aldım.
Artık etrafımdakiler biliyordu şair olduğumu. Ustalarım Efruze mahlasını verip ozan ilan ettiler.
Bundan sonraki süreçte ise sizi bizi herkesleşmeyenleri taşıyacağım şiirlerime. Sonuna kadar mücadele eden bazen hakkını arayan bazen savunan özlenen özleyen geçmiş gelecek ve bugün olacak yazdıklarım...
Kalemi sivrilttim çattım kaşımı
Cevabı yazmazsam hatırın kalır
Ozan Efruze