İnsanın sahip olduğu ışığı kim söndürebilir hangi kuvvet onu yerle yeksan edebilir? Gece son karanlığı ile günün ilk ışıklarını selamladığında havadaki umut kokusunu kim yok edebilir? İnsanın insanı sarhoş eyleyen güzelliği nasıl dile gelebilir? Bizler tüm bu sorulara cevap bulmaya çalışırken Hakan İlhan Kurt Gökkandil isimli eseriyle bizleri selamlıyor.
Şair Gökkandil eseriyle zaman atlasına bir mürekkep daha akıtmakla beraber bizlere sevginin eşsiz lezzetini bir kez daha tattırıyor. Sayfaları aralarken mısralar gecelerimizi ışıl ışıl aydınlatan bir kandil oluyor çocukluğumuzdan deli dolu çağlarımıza değin kendi hatıralarımızda yolculuğa çıkarıyor. Gündem yorgunluğundaki göz kapaklarımızın altında bizlere baharı ve ilkyazı yaşatıyor. Hulasa Gökkandil bir hüviyetin yüklediği sorumluluğu aşk sarhoşluğu ile harmanlayıp önümüze seriyor.
Hakan İlhan Kurt bu eserinde şiirin olmazsa olmazı Türk söz sanatlarını ve Türk şiir dilinin sözcüklerini özenle seçerek yeniden edebiyatımıza taşıyor. Köklü bir edebiyatın ürünü olan bu eser içerdiği anlam ve heyecan zenginliği bakımından da ruh dünyamızı aydınlatıyor.