İznik'in denizden uzak olmasına rağmen geniş bir göl kenarında ve verimli bir ova üzerine kurulmuş olması kentin önemini arttırmaktadır. İklim ve coğrafi özellikleriyle öne çıkan kent zamanla dönemin sosyal politik ve ekonomik merkezi haline gelmiştir. Hellenistik Dönem'de kurulan Bithynia Krallığı'ndan itibaren sırasıyla Roma Bizans Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde daima bölgenin en önemli kentlerinden biri olmuştur. Antik kentin en dikkat çekici yapısı olan Roma tiyatrosundan başka kent surları ve gösterişli kapıları anıtlar mezarlar köprüler ve su kemerleri sayılabilir. Roma tiyatrosu ilçenin güney batısında surların içinde ve İznik Gölü'ne yakın bir konumda yer almaktadır. Anadolu'nun ayakta kalan en görkemli arkeolojik eserlerinden biri olan tiyatro uzun yıllar batılı gezginlerin uğrak yeri olmuştur. Yapıyla ilgili ilk bilimsel çalışmalar 1938 yılında A.M. Schneider tarafından yapılmıştır. Kendisi toprak altında kalan bölümlerini incelemek amacıyla sondajlar yapıp kroki ve fotoğraflarıyla birlikte yayımlamıştır.
Tiyatro kazıları sonucunda Hellenistik bir yerleşim üzerine Roma İmparatorluk Dönemi'nde (MS 2. yüzyıl) inşa edilen tiyatronun Geç Roma Dönemi'nde (MS 4. yüzyıl) işlevini yitirmesine rağmen Bizans ve Osmanlı dönemlerinde farklı amaçlarla kullanıldığı anlaşılmıştır.