Günümüzde Batılı devletlerin özellikle de ABD'nin "beyaz egemen dünya" projesi pandemi sürecinde giderek daha da güçlenmeye devam etmektedir. Batı dünyasının değerlerine "ters düşen" dünya halklarını imha etme yoluyla 'beyazlaştırma' operasyonu Batı/ABD ile Öteki ekseninde süregelen siyasi bir projedir. Tarihsel akış içinde sömürgeci güç ilişkilerinin ırkçı mantığını Batı Avrupa devletlerinden devralan ABD kendi toplumsal düzeninde beyaz egemen dünya siyasi projesinin pratiklerini normalleştirmektedir. Bu kitap bölgemizi şiddet politikalarıyla kasıp kavuran ABD'yi kendi vatandaşlarına uyguladığı ırkçılık üzerinden sorunsallaştırmaktadır. Beyaz kimliği kurgusunun temelinde yatan "beyaz ırksal çerçeve" içine siyahları oturtan ve bu çerçeve dışında onları tanıyamayan bir "cehalet" ile beraber hem fiziksel hem de söylemsel "şiddeti" besleyen söylemsel kurguyu incelerken ırkçı bakış açısını siyahları hedef tahtasına oturtan polis şiddeti üzerinden de açığa çıkarmak gereğine işaret etmektedir.
Çalışma dünyayı "beyazlaştırma" operasyonlarının temelinde bulunan dünyayı beyaz üstünlüğüne dayanan ve farklı ırk gruplarına tepeden bakan bir kavram penceresinden görmeyi alışkanlık haline getiren bakış açısını ABD'nin kendi "yerel" zemininde incelemektedir.