Bir gün hepimiz küçük bir kazanın ardından ya da geçmişte yaşayıp da unuttuğumuz bir olay yüzünden gündelik hayatımıza elveda diyebiliriz.
Bir anda;
Ölü olduğumuzu sanabiliriz
Sokaktaki bir uyarı levhasını tamamen farklı algılayabiliriz
Sürekli ereksiyon olmuş bir halde gezebiliriz
Kendimizi devlet başkanı sanabiliriz...

Ve daha birçok sıra dışı diye adlandırılabilecek davranış biçimelri geliştirebiliriz. 20 yılını nöropsikolojiye adamış bir doktor olan Paul Broks "Sessiz Ülkeye Doğru" adlı kitabında bizzat klinik deneyimlerinden yola çıkıyor ve hastalarının gerçek yaşam öykülerini bir şiir tadında kurgulayarak aktarıyor.

"Beyin 'ben'i nasıl oluşturur? Birey 'bilinç'e nasıl sahip olur? Ruh diye bir şey var mı? Yoksa kafatasımızın içine çöreklenmiş o soluk renkli maddeden başka bir şey değil miyiz?..."
Broks bu soruların yanıtlarını "10 Soruda Beyin ve Beynin İşlevi" türünden vermek kolaycılığına hiç kaçmıyor. Tersine klinik vakaları ele alırken bir yandan da materyalizmi ve metafiziği de sorguluyor. Üstelik mizahi yaklaşımından vazgeçmiyor.

"Küçük tuhaf ve güzel bir mücevher" olan beynimize yolculuk imkanı veren bu kitap yalnızca nöroloji ve psikolojiyle yakından ilgilenenlerin değil; aynı zamanda beynin çalışma biçimini insanın bu küçük organıyla nasıl bir ilişki içinde olduğunu merak edenlerin de ilgisini çekecek.