Günümüzde örgütler arası rekabetin artması nedeniyle örgütlerin iç ve dış değişkenlere uyum sağlamaları önemli hale gelmiştir. Örgütlerin bir çoğunun müşteri odaklı faaliyetler yürüttüğü ve çalışanlarına bu yönde motivasyon sağladıkları görülmektedir. Ancak bu uygulamalar örgütün ayakta kalmasına yönelik pek yeterli gelmemektedir. Bunun nedeni dış müşteriye verilen önem kadar iç müşteriye (çalışan) önem verilmemesidir. Örgütlerin piyasa koşullarına uyum sağlamak için rakibinde bulunan ürün veya hizmetleri taklit edebildikleri görülmektedir. Ancak çoğu uygulamanın taklit edilebilmesine karşın bir tek örgüt kültürünün taklit edilmesinin zor ve hatta imkânsıza yakın olduğu görülmektedir. Örgüt kültürü bir şirketin uzun süreli olması için çok önemlidir. Örgüt kültürünü sürdüren ve korunmasını sağlayan da çalışanlardır. Örgütlerin sürekli bir bilgi akışına sahip bir yapıda olmaları gerekmektedir. Bu ancak örgütsel bağlılığı yüksek çalışanlara sahip örgütlerde görülmektedir. Örgütsel bağlılık çalışanın bulunduğu kuruma karşı duyduğu bağlılık hissini ifade etmektedir. Çalışanların örgütlerine karşı bağlılıklarının oluşabilmesi için öncelikle iyi bir kariyer yönetimine ihtiyaç duyulmaktadır.
Artan rekabet koşullarında çalışanın ve yöneticinin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Yöneticilerin örgütün amaçları doğrultusunda çalışanları daha iyi performans sergilemesi ve daha verimli olması için teşvik etmelidirler. Bu noktada kariyer yönetiminde etkin rol alan yöneticilerin tutum ve davranışları önem arz etmektedir. Örgütsel bağlılık sadakat ve örgütte kalma eğilimidir. Bu bağlamda çalışanların bilgi ve becerilerini kullanmaları için örgüte bir yakınlık veya bağlılık duymaları gerekmektedir. Eğer bu bağlılık olmazsa çalışanın verimliliğinden söz etmek mümkün değildir.