Şoför yorgunluktan bitkin bir hâldeydi; ama yine de kamyonu İstanbul'a kadar tek başına altı saatlik uykuyla getirebilmişti. Bu arada doğu sınırlarını terk edene kadar kamyonun jandarma kontrol noktalarında sık sık durdurulması içinin aranıp taranması kimlik kontrolleri ince ince sorularla soruşturulmaları da cabasıydı tabii.
İncil'de geçen Hz. İsa'nın "çözüm önerisine" binaen; ilk taşı günahsız olan atabilmiş miydi acaba? Ya da şöyle mi sorulmalıydı: İlk taşı atmak için günahsız olan var mıydı?..
Hayat ikilemlerle; adalet adaletsizlikle barış savaşla beyaz siyahla sınanırken; açlık tokluğa özenirken şiddet şefkate hükmederken dünya yorulmuş üstündekileri artık telef edip dökmek isterken depremlerle hortumlarla fırtınalarla virüslerle ve doğaya doğala hiç saygısı kalmamışken insanların herkes birbirinden korkarken yalanlar doğruların üzerinde tepinirken kötü iyiyi yerlerde sürüklerken namus/günah-sevap herkesin kendi tekeline dönmüşken dürüstlük karaborsayken... İlk taşı atmak için günahsız olan kalmış mıydı acaba?..
NOT: Bu kitap; toplumsal cinsiyet eşitliği ve kız çocuklarının eğitimine katkı için adanmıştır...