Dede yanındaki üç genç ve kahvedeki herkes namaz için ayaklandılar. İçeride kimse kalmamıştı. Kıraathanenin kapısı açık bırakıldı yoldan geçenlerin dinlenme amaçlı oturabilmeleri düşüncesiyle. Gerek Ahmet gerekse Muhammet vazifelerini layıkıyla ifa etmişlerdi. Huşu içinde namazlar eda edilmiş avluda selamlamalar yapılmıştı. Delikanlılar dedenin işmarıyla birlikte eve doğru yollandılar. Soner yine sol koluna takıldı dedenin. Yöneldikleri ev Soner'in Arif Amca'yı beklediği kapının oralara doğruydu. Çok geçmemişti ki evin önüne gelmişlerdi. Soner hayretler içerisinde kalmıştı. Zira bu ev sabahleyin yüzüne kapının çarpıldığı evdi. Bir kapıya bir de dedeye baktı. Dedenin yüzünde her zamankinden daha alaycı gülümser bir ifade belirmişti. Soner'in nutku tutulmuş söyleyecek söz bulamıyordu. Bunca zaman kapısını çaldığı evin sahibiyle berabermiş meğer. Derken kapı açıldı...