Kral Titus'un Şarkısı
Kral Titus'un Şarkısı
  • 4 İŞ GÜNÜ
    İÇİNDE KARGODA
  • Basım Yılı
  • Sayfa Sayısı
    96
  • Kağıt Türü
    Kitap Kağıdı
  • Ebat
    13 x 19,5
  • Dil
    Türkçe
  • Cilt Durumu
    Karton Kapak
  • ISBN-13
    9786257101011
Midas'ın Geveze Berberi ve Prenses Ada'nın Tuhaf Ayakları adlı kitaplarıyla tarih mitoloji arkeoloji ve antropolojiyi yakınımıza getiren İpek Arman "Anadolu Uygarlıkları" adını verdiğimiz bu yolculuğa devam ediyor ve MS 79 yılına götürüyor hepimizi. Hazırsanız Karya ve Frig'den sonra Likya tüm görkemiyle huzurlarınızda.

***

Merhaba!  İşte kitap elinde... Demek ki MS 79 yılına uzanan "çok sesli" bir maceraya pek yakınsın. Haydi gel Luki ve Morin içeride seni bekliyor. Bu iki çocuk tesadüf eseri bazı önemli olayların tam ortasına düştüler. Şimdi ise bir kralın geleceği onların ellerinde.

Henüz farkında değil ama günümüzde yaşayan Arda da bu ikiliyi takip ediyor. Nasıl mı? Merak ettiysen sen de gel peşimizden.


Tema: Yer ve zaman olarak nerede olduğumuz
Kavramlar ve Anahtar Sözcükler: Merhamet ZAMAN VE MEKÂN seyahat keşif kültürel miras opera MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZ Titus Likya iktidar arkadaşlık kanıt kullanma problem çözme mekânı algılama kalıntı
Tutum ve Değerler: Merak bağımsız davranma istekli olma estetik duyarlılık saygı sorumluluk
Profil Öğeleri: Sorgulayan düşünen riski göze alan

KİTAPTAN

Wolfgang Amadeus Mozart'ın Titus'un Merhameti operası Üçağız Koyu'nda naif bir esinti gibi duyuluyordu o gün. İnce bir kadın sesi kıyıdaki harabelerin arasından süzülüyor koronun arkadan gelen piyano tempolu katılımı ortama huzur veriyordu. Likyalıların Roma Kralı Titus'un merhametine olan hayranlıkları ve adaletine duydukları saygı yüzyıllar sonra büyülü notalara dökülmüştü.
***
Ziyaretçiler denizin dibindeki şehre bakınca bu olağanüstü güzellikteki bölgede neler yaşandığını düşünmeden duramıyorlardı. Dokunabilecek kadar yakın ev temelleri yollar ve şehir kalıntıları Likyalıları günümüze kadar getiriyordu. Hafifçe dalgalanan denizin altında görünen kalıntılarla başka bir dünyanın içine giriyordu insan Kekova'da.
Bu gizemli dünyaya ait ufak taşlı sokaklarda yürümek üzerinden balıkların geçtiği bir duvarda oturmanın hayali ve kumlara gömülü taştan bir kapıyı çalabilecek olmanın verdiği o inanılmaz duygu sihirli atmosferin sadece bir bölümüydü.
***
Likya "Işık Ülkesi" anlamına geliyordu. Aynı bölge üzerinde yer alan birçok şehirden oluşan ülke daha sonrasında Roma İmparatorluğu'nun yönetimi altına girmişti. Zeytin ve sedir ağaçları ile bezeli bu güzel ülkenin insanları son derece çalışkan ve üretkendi. Yakın çevrelerindeki bölgelere özellikle de Rodos'a balık zeytin zeytinyağı ticareti yapıyorlardı. En zengin tüccarlarının suya dayanıklı sedir ağacından yapılma büyük gemileri vardı. Küçük balıkçılar ya da zeytin toplayıcıları mallarını onlara satıyor tüccarlar da gemilere yükleyip başka ülkelere gönderiyorlardı.
Bu yoğun ticaret nedeniyle şehrin her tarafında ürünlerin taşınmasını sağlayan amfora atölyeleri vardı. Özellikle sıvılar için kullanılan bu kaplar doldurulduktan sonra gemilerin ambarlarına yerleştiriliyor ve uzun yolculuklar boyunca içlerindeki malları taze tutabiliyordu.
Ürün Kategorileri
YORUM YAPIN
Yorum Başlığı:
Yorumunuz*:
 
Bu ürünle ilgili bize iletmek istediğiniz her hangi bir hata mevcut ise aşağıdaki formdan gönderebilirsiniz.
Bildirdiğiniz hata tarafımızdan düzeltilince e-posta ile bilgilendirileceksiniz.
Hata Detayı:
FIRSATLAR
© 2024 KitapStore.com - Tüm Hakları Saklıdır