Doğru bir dini ve yaşam biçimini yakalayabilmek için şu dört şeyin birbirleriyle çelişmemesi gerekir:
Kur'an ilim akıl ve pratik hayat. Bir nehrin kaynağındaki suyun saflığı ile döküldüğü yerdeki suyun saflığı
bir değildir. Kur'an ve sünnette anlatılan din ile Kur'an ve sünnetin dışındaki anlatılan dinin saflığı da
aynı değildir. Birileri insanları yıllarca kandırarak veya uyutarak zihinlerdeki İslam tasavvurunu bozmuşlar ve yozlaştırmışlardır. Asırlardır yeryüzü yasasını oluşturan Kur'an maalesef duvarlarda süs olmaktan veya ne
dediği bilinmeden sevap olsun diye cuma akşamları ölülere okunup durmaktan öteye gidememiştir.
Din adına uydurulan hurafeler ve düşüncelerin müslümanlar arasında yayılması sonucu Rasulullah
(s) tarafından getirilen gerçek din algısı bozulmuş ve İslam'ın getirdiği hayat nizamı daha çok insan yapımı
bir din haline dönüştürülmüştür. Dini; siyasi sosyal hukuki ve ekonomik alanlarda menfaatlerine alet
edenler eksik olmamıştır. İslam adına dine sokulan bu yanlışların bir sonucu olarak günümüzde müslümanlar Hz. Peygamberimizin (s) yok etmek üzere gönderildiği ağırlıkların ve zincirlerin baskısı altında ezilmektedirler.