Henüz doğayı örten ince sis perdesi Güneşin altın renkli oklarıyla delinmemişken; paslı kalın zincirlerle bir birlerine bağlanmış tek sıra halinde hakaretler eşliğinde dövülüp kırbaçlanarak kurak engebeli dağların uçurumun eşiğindeki dar patikalarında ağır aksak yürüyorladır. Gözlerinde uykusuzluk yorgunluk ve umutsuzluğun derin izelri okunuyordu. Bedenleri yara bere içindeydi. Toza bulanmış yaralarından akan kanlar kurumuş derilerinde bir çamur birikintisi gibi yapış duruyordu.