Rusya'dan aldığım mektuplarda ordaki tanıdıklarımın en yakınların bana acıdıklarını öğreniyorum.
Bence hepiniz değersiz ve acımasız insanlarsınız!...Siz mutluluğun ne olduğunu ve yaşamayı bilmiyorsunuz.Her gün benm gördüğüm şeyleri görmeli ve anlamalısınız.Dağların doruklarındaki ulaşılmaz karı görmelisiniz.Biz kadının insana "Tanrı elinden çıkmış ilk kadın da böyleydi" diye düşündüren hiç bozulmamış saygınlığını ve güzelliğini görmelisiniz.O zaman kimin yaşamını yıktığına sizin mi yoksa benım mi kimin gerçekten yanlış yaşadığına karar verebilirsiniz.
Oyunlarınız ve düşlerinizle ne denli acınacak ne denli utanılacak durumda olduğunuzu bir bilseniz! Yaşadıığım kulubelerin ormanların ve aşkı sizin sosyete salonlarınızla kadınların takma saçlara beslenmiş pomatlı saç lüleriylei doğal olmayan dudak büzüşleriyle gözlerden saklanan zayıf çarpık bacaklarıyla karşılaştırdığım zaman bütün varlığım baş kaldırıyor...