Tarihin dipnotlarında Meryem'in yaşam öyküsü hem gizemli hem de hüzünlü olarak yerini olacaktı. Bir gün tek başına bahçesinde dolaşırken tanımadığı bir adamın sesi kulağına gelir derin ve içten! Adam ona şöyle seslenir: "Pek çok aşığın vardır ama seni yalnızca ben seviyorum. Ben sende asla solmayacak bir güzellik görüyorum... Bütün erkekler seni kendileri için seviyor ben ise seni senin için seviyorum." Bu sözler bir şiir gibi Meryem'in ruhunu ferahlatmış ve artık o kendi özüyle buluşmaya başlamıştı. O gizem dolu ses sonra da kendisiyle nişanlanan Yusuf'un sesi olacaktı. Ve Meryem henüz marangoz Yusuf ile nişanlanmadan gebe kalacaktı. Tarihin bütün gizemliliği bu gebeliğin içinde gizemliymiş gibi hala sürüp gitmektedir.