İslam'ın ameli hükümlerini konu edinen fıkıh mezhepleri Hz. Peygamber (s.a.s) ve sahabenin rehberliği doğrultusunda geliştirilen içtihat ve istinbat yöntemleriyle vahyin hayata yansımasını Kitap ve Sünnette hükmü açıkça belirlenmemiş meselelerin çözüme kavuşturulmasını hedef edinen sistemli kurumsal yapılardır. Tarihi süreçte İslam toplumunun siyasi birliğinin sağlanmasında önemli sorumluluk üstlenen bu kurumsal yapılardan biri de Hanefi mezhebidir.
Hanefi mezhebine rey ekolünden olması hasebiyle yöneltilen eleştirilere Hz. Peygamber'in (s.a.s) soyundan gelen hukukçu Zeynelabidinzâde Ebu'l-Fazl Seyyid Mehmed Nesîb Efendi 20. asrın başlarında kaleme aldığı "Fıkh-i Hanefînin esasâtı ve kıyas ve deyne müte'allık mesâil" adlı eseriyle cevap vermiş mezhebin müdafaasını yapmıştır. Eserinde mezhep savunmasını hem usul hem de füru açısından iki ayrı kısımda gerçekleştirmiştir. Bunlardan birini usul ilminin önemli konularından kıyas ve istihsan diğerini de muamelattan "deyn" oluşturmuştur. Nesîb Efendi eserinde Hanefi mezhebinin temel esaslarına değindikten sonra mezhebin hukuki esaslara ne denli bağlı kaldığını istihsan metoduyla insanların maslahatına elverişli hükümler ortaya koyduğunu ispat etmeye çalışarak Hanefi hukuk felsefesine kendi çağında katkı sağlamıştır.