Yaşar Yılmaz otuz yıldır Norveç'te yaşıyor.
Şimdi malulen emekli olarak hem Norveç'te hem de ülkesinde salınıp duruyor. Bu kitabında yaşamından kimi kesitleri sunuyor. Bu kesitlerde özellikle gurbetçiler çoğunca kendilerini de bulacaklar kuşkusuz. Kitaba onun verdiği ad Bir Tüfek Uğruna idi. Tüfek insanda silahı ve savaşı çağrıştırırdı.
Norveç buzlar ülkesidir. Bu nedenle İskandinav insanlarının soğuk olduğu söylenir. Doğrudur bu. Buzun Sıcak Yüzü derken sıcakkanlı ve sıcakyüzlü Türk insanının bu özelliğini katar o soğukluğa.
Onlar sarı ırktandır. Biz Türklerin de sarışın tutkunu olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Onların bizi ilginç buldukları da şuradan bellidir: Onlar bize karakafalılar diyorlarmış...
Bu bir espri midir yoksa bir ironi mi? Bence ikisi de olabilir. Eğer saçlarımızın karası da değil de kafamızın içini kastediyorlarsa anlatılanlar onları haklı çıkaracak bir süreçten geçerken kitabı daha da anlamlı kalacak. Yine de Türklerin Norveçlilerin yaşamlarına renk kattıklarından hiç kuşkum yok...
Yaşar Yılmaz'ı böyle bir kitabı yazmaya iten nedir? Kitabı okurken oğlunun şu sorusu olabilir diyi düşünmek mümkün: "Baba Norveç'e neden geldik? Niye Almanya değil de Norveç?" Bu sorunun yanıtını Dede Şükrü'nün anlattıklarında buluyoruz...
***
Buzun Sıcak Yüzü / Norveç'te Türkler gözden geçirilmiş ikinci baskısını yaparken çok ilginç tanıklıkları da yaşadı. Örneğin Mahsun Kırımızıgül'ün "Güneşi Gördüm" filminden birçok sahnede can bulmuş gibidir.