"Büyük Ayaklanma sırasında (ki bunun tarihini bilge Lord Clarendon'dan öğrenmenizi tavsiye ederim) Baskerville Malikânesi vahşi saygısız tanrı tanımaz bir adam olan Hugo Baskerville tarafından yönetiliyordu. O çevrede pek aziz yetişmediğinden yaptıklarının bağışlanabilir olduğu düşünülse de zalimliği ve ahlâksızlığı çoktan tüm Batı'ya yayılmıştı. İşte bu Hugo günün birinde Baskerville Eyaletinin yakınlarında toprakları olan bir çiftçinin kızına âşık oldu. (ki kendisinin karanlık amaçlarını anlatırken böylesine büyülü bir şekilde ifade etmek uygun değil). Ama onun kötü ününden çekinen genç bayan kendisine yüz vermedi. Sen Mikael Yortusu'nda Hugo Baskerville yanına aldığı birkaç adamıyla beraber genç hanımın evini bastı ve kendisini kaçırdı. Malikâneye döndüklerinde genç hanımı bir odaya kapattılar ve her gece olduğu gibi içki sofrasına oturdular. Üst kattaki kızcağız aşağıdan gelen korkunç gürültüleri ve küfürleri duydukça aklını yitireceğini sanıyordu. Söylentiye göre Hugo Baskerville'in küfürlerini tekrarlayanları bile yok edecek cinstenmiş."