"...O bir pil gibi diyordum pilim boşaltılınca her şey özellikle insana özgü dürtülerim sağlığım bozuluyor pili bırakınca normal insana benziyorum. İstediğim tozpembe bir dünya değil; sizin algıladığınız dünyayı algılayabilmek diyordum."
İlk kez yayınlandığında; "Bir alt kültür yazını olarak bizdeki ilk örnek." iddiasıyla sunulmuştu okurlara. Aradan geçen zaman bu kitabın iddiasını doğruladı.
Hayatı yaşayarak yazan; 1970 yılı doğumlu Kanat Güner kısa yaşamına sığdırdığı bir çok şeyin yanında "Eroin Güncesi" adlı kitabı da sığdırarak tribünlere kendi dramını oynadı. Anadolu'nun saf değerleriyle yetişip kurtlar sofrasının ortasına savrulan ve bu sofrada kendi kişisel saflığında ötürü değerleri uğruna mücadele etmekten vazgeçmeyen Kanat bunun bedelini de hayatıyla ödedi: Tıpkı yitik '80 kuşağının bir çok bireyi gibi. İçine itildikleri değer kavramlarının aslında bireyin silikleştiği çarkların bir parçası olmaya zorlandığı ve adına Üniversite denen kurumların birinden; Tıp Fakültesi 4. sınıftan ayrılmak zorunda kalan Kanat Güner gördüğü eğitimin en çok işlenen; yani insan hayatının biyolojik şeyi; H(eyç)'i seçerek oynadı kendi dramını...