Depresif bir bunalımın pençesinde tamamen yok olmayı bekleyen bir kadının küllerinden doğuşuna şahit olacaksınız ve bu doğuş kaybolmuş yaşam fonksiyonlarıyla ayakta kalma mücadelesi veren çocukların yeniden varoluşuna hükmedecektir.
İki farklı düşüncede olan farklı görüşleri benimseyen ve farklı felsefeleri ilke edinen ve hatta ayrı yollarda yürüyen iki kişinin yolları hiç umulmadık bir zamanda kesişir. Bu kesişme hem çok büyük bir aşka hem de çok büyük başarılara gebedir. Bu hikâyede birçok kişi tarafından bilinmeyen bir gerçek "Ağır Metal Zehirlenmesi" ile yapılan savaş ve kazanılan büyük zafere yer verilirken tüm bu hengâmenin arasında iki farklı kutbun birbirlerine olan büyük aşkına tanıklık edeceksiniz.
"Aşk isteyene gelir yanında durur. Önce gölgesi içine alır. Bu yüzden de kişi âşık oldum zanneder ama bu aşk değil aşkın siluetidir. Eğer aşk o kişiyi kendine layık görürse o zaman gerçek bedenine alır ve aslolan aşk o zaman başlar. Yanarsın yanarsında içinden ateş çıkmaz duman tütmez. Acıyı bile hissetmezsin çünkü geriye kalan sadece mutluluk ve hiçlik duygusudur. Ve insan tüm hayatı boyunca sadece bir hiç olabilmek için yaşar hepsi bu..."