Kudretin yarattığı ilk şey kalemdir. Kalemin ucunda iki dünya tek bir yazıdır.
O kalem değil güzellik bahçesinde yetişmiş taze bir fidandır.
Varlık silsilesi göz önüne alındığında fikirde ilk fiilde sondur.
Sûreti insandan doğmuşsa da mânâsı varlığın özüdür.
İslâmî ilimler tasavvuf dil edebiyat ve şiir sanatları alanında pek çok eser kaleme almış olan Molla Câmî Sebk-i Hindî dönemi öncesinde yetişen klasik Farsça şiirin son büyük şairidir. Eserleriyle şöhreti Hindistan'dan Balkanlara kadar geniş bir coğrafyaya yayılan Câmî; gençlik orta yaş ve yaşlılık dönemleri şiirlerini üç ayrı divanda bir araya getirmiş ayrıca büyük mesnevi şairlerinin oluşturduğu "hamse" geleneğini geliştirerek yedi mesnevi kaleme almış ve bu mesnevi külliyatına Heft Evreng (Yedi Taht) adını vermiştir. Heft Evreng'in dördüncü mesnevisi olup amelî ahlak ve tasavvuf konularını içeren Âriflerin Tesbihi (Subhatu'l-ebrâr) Câmî'nin özellikle şekil bakımından en özgün sayabileceğimiz mesnevisidir. Zira şair bu manzumesini diğer mesnevilerinin aksine hiçbir şairi örnek almadan yazmıştır. Toplam 2875 beyitten oluşan ve Timurlu hükümdarı Hüseyin Baykara'ya ithaf edilen Âriflerin Tesbihi (Subhatu'l-ebrâr); tevhîd naat padişaha övgü ve öğüt gibi kısımlardan sonra 'ıkd (tespih taşı) adı verilen kırk bölümden oluşmaktadır. Her bölümde dinî ahlâkî ve tasavvufî bir konu işlenip bir hikâye ile pekiştirilmiştir. Fars şiirinin en büyük üstatlarının sonuncusu sayılan Câmî'nin üstün şairlik kabiliyeti yanında dinî edebî ve aklî ilimlerle tasavvuftaki derin vukufunun aksettiği bu klasiği keyifle okuyacaksınız...