Cennetteki Şeytanlar bildiğimiz değil gerçek olmasından korktuğumuz bir kenti anlatıyor. Sizi gülümsetmeyecek hatta şaşırtmayacak da. Gelmekte olan karanlığın ardına gözlerinizi kısıp dikkat kesilmenizi sağlayacak.
Uluslararası sermayenin çıkar ilişkileri otoritenin zorbalığı sıradan insanın bencilliği ve umursamazlığıyla derinleşen adaletsizliği kim giderebilir? Bir insan mı teknoloji mucizesi bir yapay zekâ mı? Hangisinin gözlerini Themis gibi bağlayabilirsiniz?
Kokmuş çürümüş parçalanmış adaletsiz bir İstanbul romanı geleceğe dair bir öngörü.
Koca kent berbat üç boyutlu puzzle gibi. Çirkin evler yıkıntıları kaldırılmamış binalar. Liyakatin içini boşaltan cahil ve kötülerin ellerindeki büyük güç olan parayla ortaya çıkardıkları en korkunç esere dönüşmüş. Bu kadar korkunçluğun ortasında tek adaletli olan ise karanlığın herkesi aynı ölçüde yutması sanırım. Yaşatılan haksızlıkların gün gelip yaşatanların da kapısını çalması. Yani bu karmaşanın içinde olan tek şey kötülük.