Yüzü düştü ve başını öne eğdi. Ona doğru eğilince usulca ağladığını fark ettim. Gözyaşları süzülüyordu yüreğim dayanamadı ben de ağlamaya başladım. Hemen çantamdan bir mendil çıkararak küçük Murat'ın masumca akan gözyaşlarını sildim.
"Murat güzel kardeşim asla umudunu kaybetme. Baban mutlaka gelip sizi alacaktır. Sakın ha pes etme olur mu?" dedim.
Dışarıdan baktığınız insanların dünyasına biraz da içeriden bakmak istemez misiniz? Hayatın herkese adil davranmadığını bir kez daha gözler önüne seren eser tamamen yaşanmışlıkların olduğu röportajlar ve anılardan ibarettir. Şimdi koltuğunuza yaslanın ve Eylülde Yıkım'ı açıp sayfalarını karıştırmaya başlayın.