Çağdaşlarının aksine hanedan esaslı bir yönetimi genellikle takip etmeyen Memlûklerin kendi dönemleri için atipik bir rejimi sürdürdükleri muhakkaktı. Hanedan yoksunluğunun veraset sistemini bulanıklaştırdığı ve veraset sistemindeki belirsizliğin iktidarı ele geçirme noktasında kargaşaya yol açtığı bir siyasi ortamda ya (Hobbes felsefesindeki) herkesin herkese savaş açtığı bir düzen ya da bir Memlûk nizam'ı biçimlenecekti. Uzun ömürlü varlıklarının bulundukları bölgedeki gelişmelere tesir edebilecek politik-askeri meziyetler belirleyici bir diplomasi ve Sünni-İslam dünyasının muhafızı olma gibi nitelikler barındırmasını anarşi durumuyla açıklamanın tarihsel gerçekliğe aykırı düşmesi bu karmaşık yapının tahlili için Memlûk devlet doğasının irdelenmesini bir gereklilik haline dönüştürmektedir. Bu kitap Memlûk yönetim modelini coğrafyadaki öncel devletlerin idare şekillerinden bağımsız olarak değerlendirme argümanını merkeze alarak sultanların ve bürokrasi sınıfının siyasal temayüllerini saptama ve bağlantılı diğer birtakım tartışmalı konulara yorum getirme çabasının ürünüdür.