Ah... Sen benim ömrümsün gözlerin geçip giden günlerime götürdü beni...
Selime Zekiye binlerce hayallerle Nil Nehri kenarına gelmişti bir merasimle nehre yaklaştı başını kaldırıp
Nil Nehri'nin eşsiz ihtişamına baktı büyülenmişti.
Birkaç dakika nehrin zarif akışını izledikten sonra kederlenip olduğu yerde oturdu...
Sonra krem rengindeki ayakkabılarını elinin yardımıyla çıkarıp bir kenara attı. Sonra yavaş bir şekilde ayaklarını dizlerine kadar usulca akan nehire koydu...
Derin bir nefes aldıktan sonra sırtüstü uzandı...
Bir yandan ayakları Nil Nehri'nin derin sularında diğer yandan da gözleri binlerce kayan yıldızların görkemine kapılarak dalıp gitmişti...
'Ah Tanrım bu nasıl bir huzur bu ne büyüleyici bir şey' diyerek farkında olmadan gökyüzüne uçtuğunu hissedince arkasından hiçbir leke bırakmadan küllerini Nil Nehri'ne döktü...
Ardından...
Midyat'ta kıyamet kopmuştu...