Lawrence'ın başyapıtlarından biri olan Oğullar ve Sevgililer bir anne ile oğul arasındaki güçlü ve karmaşık sevgi bağını derinlemesine ele alıyor.
Bir madenciyle evli olan ve içkici kocasından beklediği ilgi ve sevgiyi göremeyen Gertrude Morel bu sevgisizlikle baş edebilmek için kendini çocuklarına özellikle de oğlu Paul'a adar ve tüm sevgisini ona verir. Fakat anne oğul arasında gelişen derin ve bunaltıcı ilişki Paul bir yetişkin olup hayatına giren kadınlara ilgi duymaya başladığında son derece yorucu olmaya başlar. Annesinin Paul üzerindeki baskısı genç adamın tüm hayatını etkileyecek kaçınılmaz bir biçimde yaşadığı ilişkilerde belirleyici bir rol üstlenecektir.
Otobiyografik bir roman olarak da görülen Oğullar ve Sevgililer erkek çocuklarına düşkün annelerin çocuklarının hayatları üzerindeki olumsuz etkisine yönelik çarpıcı bir örnek oluşturuyor.