Yetimhanede büyümek zorunda kalan çocuklar için anne ve baba kelimeleri içi boş birer kavramdan ibarettir sadece. Ne sıcaklığını bilirler ne de onları zihinlerinde resmedebilirler.
İşte henüz küçücük bir bebekken o soğuk yetimhane koridorlarında kaderine terk edilen bu çocuklardan biri Mahar diğeri de Ali'ydi. Aynı anne-babadan olmamalarına rağmen kader birliği yapmış daha sonra aralarına Merve'yi de alarak kardeşten öte can dostları olmuşlardı. Ta ki o kara gün gelip çatana dek...
Yaşları büyüyüp de akılları her şeye yettiğinde artık yetimhane müdürünün zulmüne katlanamayacaklarını anlayan çocuklar Merve'nin tüm itirazlarına rağmen Mahar'ın yaptığı plana uyarak kendilerini hiç bilmedikleri bir dünyanın kucağına atıverirler. Şimdi gerçek hayatın ne olduğunun ayrımına varıp zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalacaklardır. Ne gidecek kimseleri ne de yiyecek tek lokmaları olduğunu fark ettiklerinde ise her şey için çok geçtir. Geri dönülmez bir yolculuğa çıkmışlardır ve artık eskisinden daha çok kenetlenip tehlikelere göğüs germeleri gerekecektir. Peki bu mücadeleyi bırakıp giden ilk kim olacaktır? Sonunda hayallerine kavuşacaklar mı yoksa hayatın karmaşası içinde kaybolup gidecekler mi?