Bu öyküyü kendimi affettirmek için yazıyorum. Belki de kendimi affetmek için. Unutup özgürleşmek için belki.
Çünkü hafızamız gerçeğin katilidir. Ruhumuz gerçeğin hikayesini yazar kendince. Nasıl yazabilirse öyle yazar. Ve herkes kendi yazdığı bu hikayelere inanarak yaşar.
Düşmek değildi bu uçmak ise hiç değil. Savruldu durmadan. Boşlukta döne döne ...
Her yanı karanlıktan yapılı. Ne eli el ne gövdesi gövde ne gözleri göz. Baksan görülmez uzatsan elini dokunulmaz hiçbir kulak duymaz sesini var desen denilmez.
Ötesi teni. Öptükçe güzelleşen. Ötesi ömrümün en güzel varoluşu. Ötesi ''yaşadın mı?'' sorusunun cevabı.
Okuyucuyu kendine yoldaş yapan yazar öyküleriyle masaldan günümüze düşten gerçeğe bitmeyen bir yolculuk sunuyor. Dilin tüm olanaklarını dahice kullanırken hayata dair detayları bir zarif müzik var. Başarılı çözümlemeleriyle duyguluifade tarzıyla okuyucuyu adeta bir labiretin içinde kaybediyor ve her bir okuyucu kendi çıkışını kendi buluyor...