"Öyle ağır bir yüzleşmeydi ki bu. Her şey film karesi gibi gözünün önünden geçiyordu. Evin yıkılışı sandığın evine gelişi Erdem'in ilk geldiği gün babaannesinin vasiyeti Mardin Efruz... Ve sandıktan çıkan aynayı ilk eline aldığı an...
Uzandığı kanepesinde üzerine çektiği battaniyeye sarılarak iyice büzülmüştü. Küçülüp küçülüp annesinin karnına yeniden girmek ister gibi. Sanki henüz olmamış gibi... Uyudu Nergis günlerden sonra hayalindeki annesine sığınarak içine dönerek o güvenli bölgeye dönmek istercesine büzülerek küçücük kalarak uyudu. Yanağından inen yaşla sessizce uyudu."
"Aslında ne zaman nerede olacağımızı hiç bilemeyiz. Plan yaparız her şeyin belli olduğunu sanarak ve aslında en önemli şeyi unuturuz. Sistemi! Bir söz vardı: 'Geleceğe dair plan yapmak müthiş bir öz güvendir ölüme karşı. Hele ertelemek büyük cesaret.' diye. Planlar yaparken unuttuğumuz en önemli şey sistemin ta kendisi. Evren dünya insan ve tüm oluşumlar bu sistemin bir parçası ve her şey görünmez ağlarla birbirine bağlı. Evrendeki minicik bir sapma her şeyi altüst edebilir ya da dünyanın bir ucunda denize atılan bir taşın yarattığı etki tahmin bile edilemez.
İşte bizim yaşamlarımız da biz de öyleyiz. Neyin neye yol açacağını bilemeyeceğimiz bir döngüdeyiz."