Marie Curie.
Nam-ı diğer Madam Curie.
Radyum ve polonyumun kâşifi.
Her yönüyle tutkulu bir kadın.
Hayatının gizli rotası bu tutkuda saklı olan bir insan.
Fransa'ya beş parasız bir Polonyalı öğrenci olarak geldikten sonra bu yüzyılın başında Fransız bilimine hükmetmeye devam eden bir bilim tutkunu.
Nobel ödülü alan ilk kadın.
Bununla yetinmeyip Dünyada çift Nobel alan tek kadın.
İki kimyasal element keşfeden esasen radyoaktivite kavramını icat eden bir kâşif...
Kurduğu bilimsel hanedanla tarihe kazınmaz bir imza atan bilim insanı.
Kendisi eşi kızı Irene ve damadı Nobel alan devasa bilim ailesinin temel direği.
Kadın olduğu için bilimsel platformlara kabul edilmediği ödüllerin verilmesinin reddedilmesi üzerine yoğun mücadele veren feminist bir ses...
1910'da kocası Pierre'in bir trafik kazasında ölmesinden yaklaşık dört yıl sonra 43 yaşındayken kendisinden beş yaş küçük bir bilim adamı olan Paul Langevin ile yaşadığı aşk ilişkisi ile manşetlere taşınan fırtınalı bir aşkın tarafı.
İsveç Bilimler Akademisi'nin bir üyesi olan Svante Arrhenius aşk hikâyesinin patlak vermesinden sonra ona yazdığı mektuba karşılık olarak;
"Ödül radyum ve polonyumun keşfi için verildi. Bence hiçbir bağlantısı yok. Bilimsel çalışmam ile özel hayatın gerçekleri arasında... Bilimsel çalışmanın değerinin takdir edilmesinin özel hayata yönelik iftira ve iftiralardan etkilenmesini kabul edemem." Cevabını veren cesur yürek.
Marie Curie