Bilginin aslına uygun olarak varlığını devam ettirmesinde önemli katkılar sunan yazının hadislerin kaydında ne zaman ve ne kadar kullanıldığı uzun zamandır tartışılan bir konudur. Yazının kullanımı ile ilgili müspet ve menfi yönde varlık gösteren yaklaşımlar meseleyi iki durumdan birini tercih etmek gibi sınırlı bir alana sıkıştırmış birbirine muhalif değerlendirme ve kabuller belirsizlikleri ve soru işaretlerini arttırmıştır. Bu çalışma hadis kitâbetine etki eden unsurları dönemin dinamikleriyle bir bütün olarak değerlendirmiş ve kitâbet olgusuna derinlik kazandıran bir yaklaşımla bahsi geçen problemleri çözmeye çalışmıştır. Hadis kitâbeti olgusunun rivâyetlerin ortaya çıkıp yayıldığı dönemlerde neye karşılık geldiğini tespit etmek bu olgunun etki alanını rivâyetler üzerinden değerlendirmeye tabi tutmak hadis kitâbeti konusunda tutarlı bir bakış açısı kazandıracaktır. Tedrici bir seyirle gittikçe yaygınlık kazanan hadis kitâbeti hicrî birinci yüzyılın sınırlarının dışında sistematik bir hal alsa da bu yüzyılın sınırları içindeki varlığı itibariyle; inkâr edilmeyecek kadar belirgin görmezden gelinmeyecek kadar yaygın yazılı ürün verebilecek kadar işlevseldir.