Kırgız ve Kırgızistan etnografyasının araştırılmasında önemli bir yere sahip olan Saul Abramzon aynı zamanda Kırgız etnografyası araştırmalarının temel kurucusu olarak bilinir. Kırgız etnografyası ve kültürü üzerine araştırma inceleme ve deneme türünde sayısız eser ve çalışma ortaya koyan yazarın eserleri bu anlamda Kırgız etnografyasının özünü teşkil etmektedir. Özellikle 1926-1950 yılları arasında Kırgızistan'da yürütülen etnografik bilimsel araştırmalar Saul Abramzon'un adıyla anılmaktadır. Kırgızların ve diğer Türk soylu halkların arasındaki ortak etnografik unsurları barındıran ve tahliller içeren araştırmaları bilim insanının değerini bir kat daha artırmaktadır. Her ne kadar çalışmalarını dönemin koşullarına göre yürütse de Saul Abramzon'un Kırgız ve diğer Türk halklarının sosyal siyasal ekonomik ve kültürel yapıları hakkında muazzam ve örnek çalışmalar ortaya koyması gerek Kırgız halkının gerekse diğer Türk soylu halkların sosyal belleğinin canlı kalmasına ve bugünlere aktarılmasına önemli katkı sunmuştur. Yazarın çalışmaları halen özgünlüğünü ve güncelliğini korumakla birlikte bilim dünyasınca genel kabul görmektedir.
İçerik olarak mevcut eser iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yazarın "Kırgızların etnogenetik ve tarihi-kültürel ilişkileri (1971) Orta Asya ve Kazakistan Halkları'nın ikinci cildindeki "Kırgızlar" (1963) Kırgız Halk Kültürü Denemeleri (1946) yapıtları yer almaktadır. İkinci bölümde ise "Manapçılık ve din" "Kuzey Kırgızistan Kırgız halkının etnik yapısı" "Kırgız askeri teşkilatı ve teknik özellikleri" "Çin Halk Cumhuriyeti Sincan Uygur Özerk Bölgesi Kırgız halkı" Kırgız etnik tarihi" gibi yazarın dönemi içinde kaleme aldığı on ikiye yakın özgün çalışma ve makalesine yer verilmektedir.
Sonuç olarak bize düşen yazarın eserlerindeki siyasî ve sübjektif görüşleri tahlil ve tenkit ederek Kırgız ve genel Türk kültürünün objektif olarak ele alınması ve bilim âlemine sunulmasıdır. Bu amaçla Saul Abramzon'un eserleri üzerinde titizlikle durularak gerekli çalışmaların yapılması ve muhtelif eserlerinin çevrilerek Türkçe'ye kazandırılmasının hem Türk Dünyasına hem Türk etnografyasına büyük fayda sağlayacağı kanaatindeyiz.