İlahi Farkındalığın hikmet penceresinden bakıldığında insanın fark ettiği ilk şey idrakinin ve kabiliyetlerinin ne kadar sınırlı ve yetersiz olduğudur. Yaratıcı insana kendinden lütfettiği cüzi irade ve idrak ile sayısız sınırsız lütuf ve keremini kavrayabilmemizi murad etmiş ve mutlak zatının bilinmezliğini hatta hayal bile edilemezliğini cümle yarattıklarına sıfat ve isimleri ile cem ederek tekâmül yolunu göstermiştir.
İlahi Farkındalık idrakinden anladığımıza göre âdemoğlunun her devirde yanıldığı bir noktada olduğunu hayretle görüyor ve izliyoruz. Bu nokta aslında insanın hiç farkında olmadığı bilimselliğin ve çağdaşlığın zirvesi sandığı yanılgı noktasıdır. İnsanoğlu gelişimimin her aşamasında zirveye ulaştığını sanmış daha sonraki tekâmülü ile bu yanılgısına tebessüm ederek yoluna devam etmiştir.
Elinizdeki bu kitabın açtığı hakikat ufkunda bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak ruhsal tekâmülün de geldiği noktayı göreceğiz. Böylece modern akılcılığın çölleşmiş kıraç diyarlarından hakikat âleminin sonsuz ve sınırsız kudretine yeniden nazar edeceğiz. Böylece rahman ve rahim olan Rabbimizin bizi neden halifetullah olarak görevlendirdiğini de kavramış olacağız.