Adolf Eichmann'ın bize tanıdık gelen diğer bir özelliği de köşeye sıkıştığını hissettiği anda Yahudi düşmanı olmadığını ispat etmek için sıklıkla tekrarladığı "benim Yahudi arkadaşlarım var" "Yahudi komşularım var" sözleridir. Bu sözler ne çok tanıdık geliyor bize! Ne zaman yeminli bir Kürt düşmanı ırkçılığını gizleyemez açıklıkla Kürtler adına siyaset yürütenlere kin kusarcasına saldırsa hemen "benim Kürt arkadaşlarım var" "Kürt komşularım var" tümceleri peşi sıra gelir. Sömürgeciliğin karakteri bir olduğu için bir Nazi subayı ile bir Türk aydının sözlerinin siyam ikizi gibi benzer olması şaşırtmamaktadır. Herkesin ne çok da Kürt arkadaşı varmış meğer. Burada "Kürt arkadaş" "Kürt komşu" sözleri Kürdü kendi fiilinin silgisi olarak kullanma amacıyladır. Irkçılık bu söylem perdesinin ardına gizlenir sömürgeci sömürgesini kendisine karşı işlediği fiilin de silgisi olarak kullanır. Fanon'un tabiriyle "Sırf bunun için bile olsa sömürgeciliğin sanık sandalyesine oturtulması gerekmez mi?"