Bugün yayın dünyamızda her biri çok değerli olan onlarca Esmâ-i hüsnâ kitabı bulacaksınız. Fakat müellif M. Ali Bal'ın yıllarını vererek hazırladığı bu Esmâ-i hüsnâ'nın çok farklı ruha dokunan yüreği titreten bir anlamının olduğunu ve bu özelliğini daha okumaya başladığınız ilk satırlarda farkedecek etkileneceksiniz. Zaten M. Ali BAL da eserini tanımlarken özetle şöyle diyor:
"Bizim bu Esmâ-i hüsnâ çalışmamızda "İsimler" kavramının en geniş manasıyla zikredildiği görülecektir. Sadece isimler değil olgular eşyanın mahiyeti ilimler vs. bu kavramın içinde gizlidirler. Bu yönüyle Esmâ-i hüsnâ'nın bir hazine olduğunu söylemek doğru olacaktır. Gerek dualarda zikretmek gerek manasını tefekkür ve tezkir etmek gerekse de manaları doğrultusunda bilim ve teknolojiye ait gelişim yolunda yürümek bu hazineden istifade etmek için makbul çabalarımızdır. Allah (cc) İslam Âlemine her üç alanda birlikte yürümeyi nasip etsin. Zira Esmâ-i hüsnâ'nın idraki ancak böyle mümkündür.
Bu vesile ile şunu da ifade etmeliyim ki özellikle bir akide fikir ve kültür değeri ifade eden sözlerin kelimelerin anlaşılmasında hâkim kültür ve anlayışın bilinmesinde de yarar vardır. Esmâ-i hüsnâ vesilesiyle geçmiş kültür ve irfanımızın da özlü meyveleri yazılar içinde derç edilmiştir.
Ancak bu isimler zamanın ve hadiselerin özgül şartlarında yazıldıklarından her bir esmâ o şartların rengini ve duygusunu taşımaktadır. Şunu da vurgulamalıyım ki bazı esmâ yazılırken sadece kitabi bilgiler değil hissî ve kalbî bir müktesebat yer almıştır. Satır aralarından anlaşılabileceği gibi bazı bölümler bazı isimler zamanımızın dehşetli hadiseleri içinde bunalan çare arayan üzüntü duyan dua eden dertlerini paylaşan iki dostun samimi müzakereleridir. Cümleleri ve kelimeleri canlıdırlar. Bu canlılığı sizler de fark edeceksiniz zaten."