Spivak'ın 'Madunlar Konuşabilir mi?' isimli çalışmasından ilhamla hareket eden bu araştırma madun külliyatında egemen olan 'suskunluk' paradigmasını Karikateist içindeki edimsözsel etkinliklere bakarak yeniden düşünmeyi ve sosyal medyanın gerçekten de geleneksel güç ilişkilerinin tahkim ettiği tarihsel blokta madunlar lehine bir kırılma yaratıp yaratmadığını anlamayı deneyecektir. Sosyal medya araştırmadaki bu deneysellik nedeniyle söylemsel bir mücadele alanı ve madun bilincindeki kodların söküm yeri olarak ilave tanımlarla anılacaktır. Yenilikçi teorik sınamaları ve konvansiyonel teorik kabulleri sarsma kalkışması nedeniyle önem arz eden bu araştırma ayrıca Yeni Ateist kimlik söyleminin yüklü olduğu İslamofobinin 'yerlileştirilmesi' anomalisini irdelemesi bakımından da bir dizi yenilikler barındırır. Çünkü Batının kendini Batılı olarak kurabilmesinin sentetik söylemsel kaynakları arasında yer alan İslamofobi Kıta Avrupasında dillendirildiğinde şaşkınlıkla karşılanmaz. Fakat Türk vatandaşlık kimliğini taşıdıklarına ilişkin güçlü göstergeler bulunan (isim dil kültür) kişilerin İslamofobi söylemleri üretmeleri Oryantalist düşüncenin bir coğrafya meselesi olmadığını bir kez daha kanıtlar.